DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ

Yayınlandı: 18 Ağustos 2007 / Ders Notları
 

DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ VE TÜRLERİ

 

 

Mısra: Kelime anlamı; çift kapılı bir kapının bir kanadı manasına gelmektedir. Ölçülü ve anlamlı bir satırlık nazım parçasına denir.

 

Mısar-ı Azade: Bir şiire bağlı olmayan ve başlı başına bir anlama sahip olan dizelere verilen isimdir.

 

Mısra-ı Berceste: Öz ve güzel anlamlı kolayca anımsanabilen dizelere denir.

 

Beyit: Kelime anlamı evdir. Aynı ölçüde ve anlamca birbirine bağlı iki dizeden oluşan  nazma denir.

 

Müfred: Mısraları kafiyeli olmayan beyitlere denir. Müfredler divanda “müfredat” başlığı adı altında toplanırlar.

 

Merhun Beyit: Bir nazım parçasının içinde anlamı tamamlanamayıp alttaki beyitlere geçilen beyitin adıdır.

 

 

GAZEL

 

Kelime anlamı kadınlarla sevgi üzerine konuşmaktır. Genellikle aşk ve sevgi üzerine yazılan gazellerin kafiye örgüsü aa, bb, cc, … şeklindedir.

Gazelin birbiriyle kafiyeli olan ilk beyitine matla denir. Matladan sonra gelen beyite ise hüsn’ü matla adı verilir. Gazelin içindeki en güzel beyit şah beyit ya da beytül gazel denilen beyiti meydana getirir.

Gazelin son beyitine ise makta adı verilmektedir.

 

Redd-i Matla: Şair bazen matla beyitinin mısralarını gazelin sonunda tekrar eder böyle gazellerde redd-i matla vardır.

 

Redd-i Mısra: Matladan başka bir mısranın gazel içinde tekrar edilmesidir.

 

Tahallüs: Şairlerin adlarını söyledikleri beyitin adıdır. Genellikle son beyit olan maktada bulunur.

 

Yek Ahenk Gazel: Eğer bir gazelde beyitler yalnız kafiyelerle değil anlam bakımından da ortak bir özelliğe sahiplerse  bu gazele yek ahenk gazel denir.

 

Yek Avaz Gazel: gazeldeki her beyit şah beyit kadar güzelse böyle gazellere yek avaz gazel denir.

 

Müzeyyel Gazel: Şairler makta beyitinden sonra birilerini veya bir şeyleri övmek için birkaç beyit daha yazarsa bunlara müzeyyel gazel denir.

 

Mülemma Gazel: Eğer bir gazel Arapça, Farsça ve Türkçe dillerinin ikisi veya üçü ile kaleme alınmışsa böyle gazellere denir.

 

Müşterek Gazel: İki şairin beyit ya da mısraları birlikte söyledikleri gazellere denir.

 

Musammat Gazeller: Matladan sonra gelen beyitlerin ilk ve ikinci mısra ortalarının ilk mısranın sonu ile kafiyelendiği gazellere musammat gazel denir.

 

Mükerrer Gazel: her mısrasında aks sanatı yapılmış olan gazellere denir.

 

Nazire Gazel: bir şairin gazellerine aynı vezin ve kafiyede yazılan gazellere denir.

 

Nakize Gazel: nazire gazel gibi ama ters anlamda yazılan gazellere denir.

 

Müstezad: Gazelin mısralarına kısa mısralar ekleyerek türetilmiş nazma denir. Kelime anlamı eklenmiş demektir. Çoğunlukla tek mısra eklenmiştir. Gazelden türetilmiştir. Aruzun ortadan ikiye bölünmesi ile oluşmuştur.

Kafiyelenişi; ilk beyit: -a        daha sonra ise; -b

                                     -a                                 -b

                                     -a                                 -b

                                     -a                                 -a

 

KASİDE

 

            Kelime anlamı kast etmek manasına gelmektedir. Belirli bir maksadı anlatmak amacı ile yazılan, kafiyelenişi gazeldeki gibi olan nazım şekline kaside denmektedir. Kasidenin içeriği onun türünü belirlemektedir. Kasidelerde beyit sınırlaması yoktur. Genelde 30-45 beyit arasında yazılmaktadırlar.

            İlk beyitine matla, son beyitine makta denmektedir. En güzel beyitine şah beyit ya da beytül gazel denir. Şairin mahlasını söylediği beyite taç beyit adı verilmektedir. Şairler mahlaslarını genellikle dua bölümünde ya da kasideyi bitirmeden önce söylerler.

            Kasideler konuyu işleyiş bakımından dört kısıma ayrılırlar. Nesib ya da teşbih bölümü ile başlayan kasideler genellikle methiye, fahriye bölümünden sonra dua bölümü ile sona ererler.

            Nesib: Konusunda aşk ve sevgi gibi duygu ve düşünceleri barındıran kasidelerdir.

            Teşbih: Konusunu başka şeylerin oluşturduğu kasidelerdir.

 

Kasideler nesib kısımlarında ele alınan konulara göre isim alırlar. Konusunda bahar işleniyorsa bahariye; kış işleniyorsa şitaiyye; yaz işleniyorsa temmuziye; sonbahar işleniyorsa hazaniyye; bayramlar anlatılıyorsa idiyye; oruçtan bahsediliyorsa ramazaniyye; binanın güzelliğinden bahsediliyorsa dariyye adını alır.

 

Bazı kasideler rediflerine göre ya da son harflerine göre isimlendirilirler. Örneğin su kasidesi ya da mimiyye gibi.

Kasidelerde maksad bölümünün olması zorunludur. Şair kasidesinde bir konudan başka bir konuya geçerken mutlaka girizgah (geçiş) bölümü yapmalıdır. Şair kasidesinde bir kişiyi överse methiye; yererse hicviye yapmış olur. Kasidesinde ölmüş birini överse mersiye yapar. Şairin kendini övdüğü bölümler ise fahriye olarak adlandırılır. Padişahın tahta çıkışını anlatmak için yazdığı kasidelere de culuşiye adı verilir.

Şair kasidesinin maksad bölümünde; Allah’ın birliğini anlatırsa tevhid; Allah’a yalvarıyorsa münacaat; peygamberi övüyorsa naat yapmıştır.

Genel olarak kaside: Nesib, maksud, tegazzul, fahriye, dua bölümünden oluşmaktadır.

 

Tecdid-i matla: Matlanın yenilenmesine denir. Kasidenin monotonluğunu kırmak amacı ile şair bu yola baş vurur.

 

KIT’A

 

            Kelime anlamı parça demektir. İki ya da daha çok 9-10 beyite kadar olan, matla ve mahlas beyiti bulunmayan, gazelde olduğu gibi xa, xa, xa,… gibi kâfiyelenen bir nazım şeklidir.

 

            Gazel ile kıta arasındaki farklar;

  • Gazel ile kıta arsında şekil ve konu bakımından farklar vardır.
  • İki beyitli kıta yazılabilir; ama iki beyitli gazel yazılamaz.
  • Gazelin beyit sayısı sınırlıdır; ama kıtanın 15 beyitten uzun 30-40 beyite kadar uzayan örnekleri vardır. Bunlara kıta-i kebriye denir.
  • Kıtaların konuları gazellere nazaran daha geniştir.
  • İki beyitli kıtalar edebiyatımızda çok kullanılmıştır.
  • Kıtaların ilk beyiti kendi arasında kafiyeli değildir.

 

MESNEVİ

 

            Kelime anlamı ikişer, ikişerliktir. Aynı vezinde ve her beyiti kendi arasında ayrı ayrı kafiyeli olan nazım şekillerine mesnevi denir.

Mesneviler daha çok “failatün failatün failin” kalıbı ile yazılırlar. Mesnevilerin her beyiti kendi arasında kafiyeli olduğu için yazma kolaylığı vardır.

 

Mesneviler genellikle;

Dibace (önsöz)                                Methiye

Tevhid                                             Sebebi telit( yazılma nedeni)

Münacat                                          Ağaz-ı destan

Naat                                                 Hatime (eser hakkında bilgi verilen bölüm)

Miraciye                                          Dua

 

Hamdiye: şair mesnevisinde dua bölümünden önce Allah’a şükrederse buna hamdiye denir.

Kahramanlık konuları işleyen mesnevilere gazavedname ya da zafername; Hz. Muhammed’in şekli ve şemalinin anlatıldığı mesnevilere hilye (örnek Hakaniye); şehirlerin anlatıldığı mesnevilere şehrengiz adı verilir. Ayrıca dini içerikli ( Süleyman Çelebi’nin Mesnevisi) ve mizahi içerikli (hademe) mesnevilerde vardır.

 

(*)Mesnevilerde nazım şekilleri biçimlerini korurlar.

 

TEK BENDLİ NAZIM ŞEKİLLERİ

 

I ) Ruba-i

 

kelime anlamı dörtlü, dörtlük demektir. Dört mısralık nazım şekillerine denir. Kafiyelenişi  genelde a,a,x,a  veya x,a,x,a şeklindedir.

 

 

 

Ruba-i’nin ayrılan yönleri

·        Kendine özel kalıpları vardır. Bunlara ahlem ve ahrem denir.

·        Rubainin her mısrası farklı bir vezinde kaleme alınır. Ancak şair bunu istediğinde kullanabilir.

·        Rubai yazacak şairin mutlaka bir mesajı vardır. Bu mesajını da rubaisinin son mısralarında dile getirir.

·        Rubailer genelde ahenkli bir söyleyişe sahiptirler.

·        Dört mısralık olduğu için büyük bölümünde mahlas yoktur.

 

II ) Tuyuğ

 

            Kelime anlamı şarkı söyleme, övme, gizli ve cinaslı imalı sözdür. Arap ve Fars edebiyatında görülmeyen Türk edebiyatına özgü olan bir nazım şeklidir.

            Tuyuğda maninin cinaslı kafiyeleri korunur ve 11 hece ölçüsünde aruzun “failatün failatün failün” kalıbı ile yazılır.

            Kafiyelenişi  a,a,x,a veya x,a,xa şeklindedir.

            Tuyuğun kelimeleri manilerdeki gibi cinaslı kelimelerden  seçilmektedir. Tuyuğda da okuyucuya belirli bir mesaj verilmeye çalışılır.

            Tuyuğlarda mahlas söylenmez.

 

 

ÇOK BENDLİ NAZIL ŞEKİLLERİ

 

Musammatlar

 

            Bentlerle kurulan nazım şekillerinin gene ismine musammat denir.

Mücdevic musammatlar: Bentlerin sonlarındaki bir mısra ya da iki mısra Yalnızca kafiye ile bağlanıyorsa buna mücdevic musammat denir.

 

Mütekerrir musammat: sadece kafiyeye değil de mısra terarına dayanıyorsa buna mütekerrir musammat denir.

 

Musammatların konuları geniştir ve hemen her konuda yazılabilirler. Musammatlarda kafiye bağının dışında konu bütünlüğünün de bulunması gerekir. Şairler yazdıları musammatların son beyitinde mahlasalarını kullanırlar.

 

Kafiyelenişi: -a             -b

                      -a          -b

                      -a          -b

                      -a          -a şeklindedir.

 

I ) Murabba: Kelime anlamı dört köşeli demektir. Terim anlamı ise aynı vezinde dörder mısralık bentlerin birleşmesi ile oluşan nazma denir.     

            Kafiyelenişi; ilk bendin dört mısrası kendi içinde kafiyeli, diğer bentlerin ilk üç mısrası kendi içinde son mısrası ise ilk bendin son mısrası ile kafiyelidir.

 

            Murabba-ı Mücdevic: Bendlerin son mısraları yalnız kafiye ile bağlanmışsa buna denir.

 

            Murabba-ı mütekerrir: Bendlerin son mısralarının kafiyelenişi dışında aynen tekrar edildiyse buna murabba-ı mütelerrir denir. ( murabba-ı mütekerrir yazmak son derece zordur.)

 

            Musammatların Genel Özellikleri

  • Konu sınırlaması yoktur.
  • Vezinleri failatun kalıbı ile yazılır.
  • Daha çok sade dili kullanan şairler kullanma ihtiyacı duymuşlardır.
  • Arap edebiyatından, Fars edebiyatından bizim edebiyatımıza  geçmiştir.

 

II) Terbi: Kelime anlamı dörtleme demektir. Bir gazelin her beyitinin önüne  aynı vezin ve kafiyede iki mısra eklenerek yapılmış nazma denir. aa (aa) gibi.

 

Terbi-i Mutarraf: Terbilerde bazen eklenen mısralar iki mısra arasına girer böyle terbilere terbi-i mutarraf denir. (c) c c (c)

 

Gazelin şeklini koruyacak terbi mütekerriri olmadığı için terbilerin mütekerrir şekli yoktur. Ayrıca terbilerde eklenen mısraların gazelin beyitleri ile anlam bakımından uyuşması gerekir.

 

III) Şarkı

IV) Muhammes: Kelime anlamı beşlik demektir. Edebiyatımızda beş mısralık nazım şekillerine denir. ilk iki bendi kendi içinde kafiyeli daha sonraki bendlerin ilk dört mısrası kendi içinde, son mısrası ise ilk bendin son mısrası ile kafiyelidir. Her konuda yazılabilirler.

            Kafiyelenişi; a,a,a,a,a – b,b,b,b,a şeklindedir.

 

V) Tardiye: Beş mısralık bendlerden oluşan nazım şeklidir. Kafiye düzeninde son mısralar kendi aralarında kafiye oluşturur. ( a,a,a,a,x – b,b,b,b,x)

 

            Tardiyenin Muhammesten Farkı

  • şekil ve vezin açısından farklıdır.
  • İlk bendin kendi içinde kafiyeli olmaması yüzünden muhammesten farklıdır.
  • Tardiye mefülü mefaülü failün kalıbı ile yazılır; ama muhammes her türlü vezinle yazılabilir.

 

VI) Tahmis: Kelime anlamı beşleme demektir. Bir gazelin ya da kasidenin her beyitinin önüne aynı vezin ve kafiyede üç mısra eklenerek oluşturulan muhammese tahmis denir.

Kafile düzeni; a,a,a (aa) şeklindedir. Ekenen beyitlerle anlam bakımından bir uyum şarttır.

 

VII) Taştir: İkiye ayırma demektir. Dört ya da beş mısralık beyitlerden oluşan nazım şeklinin adıdır. Bir gazelin her beyitinin arasına aynı ölçü ve kafiyede iki mısra eklenerek oluşturulan nazım şeklidir. Kafiye düzeni; (a) a,a (a); (b) b,b (b) gibi.

            Bazen mısralar üçlenir ve beş mısra oluşur. Bu beş mıksralık taşdirlere tahmisi mutarraf denir. dörtlilere ise terbi mutarraf denir. Son mısraları matla ile kafiyelidir.

 

VIII) Müseddes: Aynı vezinde altı mısralık bendlerin birleşmesi ile oluşan musammatlara denir. kafiyelenişi ilk bendi kendi içinde kafiyeli, sonraki bendlerin ilk beş mısraları kendi içinde son mısra ise ilk bendin son mısrası ile kafiyelidir. Altılık anlamındandır. Konu sınırlaması yoktur. ( a,a,a,a,a,a – b,b,b,b,b,a gibi.)

 

IX) Tesdis: Bir gazelin her beyitinin önüne dört mısra eklenerek oluşturulan müseddeslere denir. kafiyelenişi müseddeslerle aynıdır.

 

X) Müsebba ve Tesbi: Yedi mısralık bendlerin birleşmesi ile oluşan musammatlara denir. şekil ve konu bakımından öteki musammatlara benzerler; ama bunların mücdevic ve mütekerrirleri vardır. Daha çok mütekerrir kafileli olanlarına rastlarız.

 

            a,a,a,a,a,a,a,    a,b,b,b,b,a,a = Müzdevic

            a,a,a,a,a,A,A — ,b,b,b,b,b,A,A= Mütekerrir

 

            Tesbi: Bir gazelin önüne beş mısra eklenerek yapılan nazma denir. ( a,a,a,a,a, (aa) ; b,b,b,b,b,(ba) gibi.

 

XI) Müsemmen ve tesmin: Aynı vezin ve kafiyede sekiz mısralık bendlerden oluşan nazma denir. kafiyelenişi diğer musammatlara benzer. Mısralarının çok olmasından dolayı bend sonlarındaki kafiyeler iki mısradır.

 

            Temin: Bir gazelin her beyitinin önüne aynı vezin ve kafiyede altı mısra eklenerek oluşturulan musammatlara denir.  

 

Yorum bırakın